• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ihkav
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05558782155
  • https://twitter.com/ebibsa
  • https://www.youtube.com/user/ebibsa
Hava Durumu
EBR Medya & Ajans

ebr logo

Koloni Youtube
İkinci ticari uydu
Üyelik Girişi
Haberler
Site Haritası
Takvim
İsmail Hakkı KAVURMACI
bursaobjektif@bursaobjektif.com
Covit ve Cennete Ulaşmak İçin Cehennemden Geçmek mi Gerekiyor?
02/08/2020

Korona vakası ortaya çıktığında, bununla ilgili üç ayrı yazı hazırladım ve bu yazılarımda, genel olarak şu iddialarda bulundum:

 “Corona virüsü, aslında küresel ilaç firmalarının laboratuvarlarında üretilmiş bir virüstür. Şuan onlar bu virüsün aşısını veya tedavi edecek ilaçları da üretmişlerdir. Bu virüsün üretilip insanlara bulaştırılıp, kontrollerinde olan medya ve sosyal ağlar aracılığıyla da neredeyse tüm dünyada panik oluşturulmasının birkaç sebebi vardır.

Birinci hedefleri Çin’in ihracatına darbe vurmaktır ki, bu darbe çok etkili bir şekilde vurulmuştur!

Bir diğer hedefleri de, Virüsü dünya gündeminin ana konusu yaparak, insanların tüm dikkatlerini buna yöneltip, bundan önce gündemde olan ve onların rahatsızlık duydukları bazı konuların gündemden düşmesini sağladılar ya da insanlar bu virüs meselesine odaklanmışken, normalde tepki gösterilebilecek bazı projelerini bu arada hayata geçirmektedirler,” demiştim diğer yazılarımda.


Fakat nüfus artışını engellemeye çalışan güçlerin varlığı hiç aklıma gelmemişti!”


Bu günlerde Dan Brown’un “Cehennem” isimli romanını okumaktayım. Elimdeki kitap, Mayıs 2013’de İstanbul’da basılmış.  

Bu kitabı okudukça hayretler içerisinde kaldım. Evet, sonuçta bu bir roman, fakat Dan Brown gibi usta bir yazar, sadece kendi hayallerinden bir kurgu oluşturmamış, derin araştırmalar yaparak yazmıştır bu romanı.

Romanın konusu; dünyadaki nüfus artışını en tehlikeli bir hastalık olarak gören oldukça zengin bir Dahi’nin, biyolojik salgın hastalıklarla şuan ki dünya nüfusunu büyük oranda yok etme planını engellemeye yönelik yapılan mücadeleler anlatılmaktadır.

Halen bütün dünya gibi bizlerde Covit baskısı altında yaşarken buyurun, bu romandan yaptığım alıntıları beraber okuyalım:

“Şunu bir düşünün, bir milyar insana ulaşmak, ilk insandan 1800’lere kadar dünya nüfusunun binlerce yılını aldı. Ama 1920’lerde nüfusun iki katına çıkıp iki milyara ulaşması şaşırtıcı bir şekilde sadece yüzyıl aldı. Bundan sonra nüfusun yeniden ikiye katlanıp 1970’lerde dört milyara ulaşması ise sadece 50 yıl aldı. Tahmin edebileceğiniz gibi pek yakında sekiz milyara ulaşacağız. Sadece bugün, insan türü Dünya gezegenine çeyrek milyon kişi daha kattı. Çeyrek milyon! Ve bu her gün oluyor. Her yıl Almanya nüfusu kadar insanı aramıza katıyoruz.”  

Dünya Sağlık Örgütü tahminlerini yükselterek, yüzyılın ortasına varmadan yeryüzünde dokuz milyar insan yaşayacağını öngördü.

Hayvan türleri hızla yok oluyor!

Doğal kaynaklara olan talep hızla artıyor!

Temiz su bulmak gittikçe güçleşiyor!

Her türlü biyolojik ölçüme göre, insan türü kaldırabileceği sayıyı aştı!

Ve bu felaket karşısında Dünya Sağlık Örgütü, yani bir anlamda dünya sağlığının bekçisi; diyabet tedavisi, kan bankası, kanserle mücadele gibi alanlara yatırım yapıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün anlayamadığı şey, tek bir küresel sağlık sorunu olduğu, o da, çığ gibi korkunç bir hızla büyüyen nüfus artışıdır!

“Nüfus artışının bir sağlık sorunu olduğunu anladığınıza hiç şüphem yok. Fakat korkarım, insan ruhunu etkileyeceğini anlamıyorsunuz! Nüfus artışı stresi altında daha önce çalmayı aklından geçirmemiş olanlar, ailelerini doyurmak için hırsızlık yapacak. Daha önce öldürmeyi aklından geçirmemiş olanlar, çocuklarını beslemek için cinayet işleyeceklerdir!

Machiavelli’nin ünlü bir sözü; “Dünyadaki her bir vilayet, bulundukları yerde geçim sağlayamayan veya başka bir yere taşınamayan sakinlerle dolup taştığında… dünya kendini temizleyecek!”

“Hemen her çevre biyoloğu veya istatistikçi, insanlığın uzun süre hayatta kalma ihtimalinin yaklaşık dört milyar kişiyle mümkün olacağını söyleyecektir!”

Yeni bir Karanlık Çağ’dayız!

Yüzyıllar önce, Avrupa sefalet ve açlık içindeydi: Halk bir araya sıkışmış, günaha batmış ve ümitsizdi. Tıpkı Tanrı’nın yıldırım göndermesini bekleyen, ölü ağaçların boğduğu sık bir orman gibiydiler. Bir kıvılcım sonunda ateşi yakacak, alevler yayılarak ölü ağaçları temizleyecek ve sağlıklı köklere bir kez daha gün ışığını getirecekti.

Ayıklanma Tanrı’nın doğal emridir.

Kara Ölüm’ün (Veba Salgını) ardından ne geldiğini kendinize sorun!

Cevabı hepimiz biliyoruz!

Rönesans!

Yeniden doğuş!

Her zaman böyle olmuştur, ölümün ardından doğum gelir!

Cennete ulaşmak için insanın Cehennemden geçmesi gerekir!

Uzun gagalı maskeyi, hastalık bulaşan kişileri tedavi ederken vebayı burun deliklerinden uzak tutmak için ortaçağ hekimleri takardı. Buna veba maskesi denirdi.



1335 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Türkiye’nin Nükleer Enerji ve Nükleer Silah Çalışmaları - 12/04/2024
Türkiye'nin Nükleer Silahı Var mı? Bazı devletlerin istihbarat örgütleri ve uluslararası bazı yayın organları, Türkiye’nin, kendi yaptığı nükleer silah olduğunu iddia ediyorlar.
SİLAH; zenginlik ve güvenlik! SİLAH; yokluk ve korku! - 23/12/2023
SİLAH, Kimileri için zenginlik ve güvenliktir! Kimileri için ise yıkım ve korkudur!
Cemal Paşa Hatıratı ve Osmanlı’nın Türk Milletine Külfeti - 24/09/2023
Hatıratı okuduğumuzda, bir zamanlar yedi düvele hükmeden Osmanlıların, hatıratın yazıldığı dönemde ise, hem siyaseten hem de askeri yönden, kahramanca ancak umutsuzca, yedi düvele karşı verdiği savaş, gözlerimiz önünde canlını verdi.
Her İnsanın Yaşamında Bir Duraklama Devri Olur! - 01/09/2023
“Allah'ım, Bana değiştirebileceklerimi değiştirmek için cesaret ve kuvvet, değiştiremeyeceklerimi kabullenmek için sabır ve sükûnet, ikisi arasındaki farkı anlayabilmek için de akıl ve basiret ver!”
Küresel Güçlerin Gözü, T.C. Cumhurbaşkanlığı'nda! - 07/04/2023
Bu seçimler, Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemlidir ve sadece Türk halkını değil, tüm dünyayı yakından ilgilendiriyor.
Az kork, çok umut et; az ye, çok çiğne; az homurdan, çok nefes al; az konuş, çok anlat; az nefret et - 23/02/2023
Bakınız yüzyıllar önce yaşamış bir bilge insan ne diyor; “Tüm insanlık bir ailedir!” Bu sözünün devamında da “Tüm evrenin yararına olan, onun bir parçası olduğun için senin de yararınadır” diyor
Yüzyılın Destanını Başlatan Kahramanlara - 18/02/2023
ŞUAN MİLLETİMİZ; CEDDİMİZ OSMANLININ, YÜKSELİŞ (ŞAHLANIŞ) DÖNEMLERİNE BENZER BİR DÖNEM YAŞAMAKTADIR
Sıradışı Çalışanlar - 11/09/2022
her gün mesailerini +1’lerle tamamlama başarısı göstererek takdir, tebrik ve teşekkürü hak ederler!
Bir ilkbahar günü gibiyim, saatim saatime uymuyor hiç.. - 13/07/2022
Işıl ışıl, sevinçli ve umut doluyken, bir anda güz sessizliği hüznüne bürünüyor yüreğim..
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.435232.5652
Euro34.707534.8466
Saat