Yeni Bursa’daki, 6 Kasım 2016 tarihli Köşe yazımda, Bursa’yla ilgili bir üzüntümden ve bir de hayalimden bahsetmiştim.  “Tophaneden Bakarken Geleceği Planlamak” başlıklı yazımda Bursa’nın çarpık yapılaşmasından dolayı eleştirimlerimle beraber, Şehrin orta yerindeki çok önemli tarihi yapıların, derme çatma beton blokların gölgelerinde bırakılmaları sonucu, Kadim Bursa’nın yok edilme aşamasında olmasından dolayı üzüntülerimi belirtmiştim.

Öncelikle o yazımdan bir bölümü paylaşacağım, ardından da son zamanlardaki, umut verici gelişmelerden ve çalışmalardan bahsedeceğim.

Yazımızda şöyle demiştik;

“Şehrin simgesi ulu çınarlar gibi, yüzlerce yıllık tarihi eserler; camiler, hanlar, hamamlar, görenlerin hayran kaldığı tarihi konaklar, eski evler ve ince sanat eseri çeşmeler, hepsi yanı başlarına hoyratça dikilmiş, mimari kaygıdan, estetik ve görsellikten uzak beton binaların gölgelerinde kalarak, çarpık yapılaşmanın içerisinde kaybolmuş bir vaziyettedirler!”



“Keşke zamanında iyi bir planlama yapılabilseymiş! Şehir planlamacılar, mimarlar, sanat tarihçileri gibi işin uzmanlarınca hazırlanmış bir projeye göre; ‘Yıldırım Külliyesinden 1. Murat’a kadar, şehrin ortasında ki Kadim Bursa, sit alanı olarak tescillenip,’ bu alan içerisinde kesinlikle tarihi yapıları gölgeleyecek yükseklikte yapılara izin verilmeyip ancak tarihi dokuya uygun yapılaşmaya müsaade edilseymiş. 

Eğer zamanında böyle yapılsaymış, şimdi Tophane’den bakarken, başka bir Bursa seyrediyor olacaktık ve misafirlerimizi özellikle Tophaneye çıkarıp, onlar şehri hayranlıkla seyreylerken, bizde gururla, bu harika manzara içerisinde tek tek görünen tarihi eserler hakkında bilgiler vermenin keyfini yaşıyor olacaktık.”  

Çok şükür ki, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, bu arzumuzun gerçekleşmesi yönünde önemli bir çalışma başlatıldığını gördük.

Bursa'daki 7 asırlık Çarşı ve Hanlar Bölgesi yeni siluetine kavuşuyor

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Listesi`ne alınan, Bursa`da 700 yıldır "ticaretin kalbi" olarak nitelendirilen 480 dönümlük Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi`nin etrafında tarihi silueti bozan yapıların temizlenmesi çalışmalarına başlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş`ın öncülüğünde, Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi`nin etrafındaki silueti bozan yapılar kaldırılacak.

Osmanlı Devleti`nin ilk başkentlerinden olan ve bünyesinde tarihi camiler, hamamlar, medreseler, türbeler ve sivil mimarinin önemli eserlerini barındıran Bursa`daki Çarşı ve Hanlar Bölgesi, yeni ve düzensiz yapılardan arındırılarak, yapılacak yıkımlar ve dönüşümün ardından tarihe ve yeşile kavuşacak. Ulu Cami`nin etrafındaki yaklaşık 450 dönümlük alanda, Bursa`nın fethinin ardından peyderpey yapılan 16 han, arasta, bedesten, pazar yerleri ve iç içe geçmiş çarşılardan oluşan UNESCO Dünya Mirası Listesi`ndeki bölge, tarih boyunca önemli bir ticaret kenti olan Bursa`da, perakende ticaretin merkezi konumunda bulunurken, her yıl pek çok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.


 

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, yaptığı açıklamada, Bursa`nın Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi`ndeki dönüşümün, birçok belediye başkanı ve yöneticinin hayalinde yer aldığını ancak bu işin kendilerine nasip olduğunu söyledi.

Bölgenin UNESCO Dünya Mirası Listesi`nde bulunduğunu anımsatan Aktaş, "14 han, 1 bedesten, 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü çarşı, 11 kapalı çarşı, 4 pazar alanı, 21 cami, 177 ayrı sivil mimarlık örneğinin yer aldığı 480 dönümlük bu alan, buram buram tarih kokuyor ama Bursa`nın 1970`li yıllardan sonraki hızlı gelişimi, etrafında yapılmış yeni binalar ve düzensiz yapılar, Hanlar Bölgesi`ni örseledi ve bundan mütevellit şimdi bu alan boşaltılıyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum`a yürekten teşekkür ettiğini dile getiren Aktaş, "Bursa bir hayali gerçekleştiriyor. Bursa, gerçekten yıllardır arzu ettiği, hem hukuki anlamda hem de mali anlamda çok destek bulamadığı, karşılık bulamadığı bir konuyu gerçekleştiriyor. Bu da Cumhurbaşkanımızın iradesiyle ortaya çıktı. Çünkü bize her görüşmemizde, payitaht Bursa`yı yaşatmak noktasında tavsiyeleri ve önerileri var. Burada bakanlık desteği, belediyenin imkanlarıyla öncelikle resmi kamu binalarından İŞKUR, Kızılay ve beraberinde Merkez Bankasından başladık, beraberinde kamulaştırma süreci başladı." ifadelerini kullandı. Alinur Aktaş, bir yıl önce başladıkları projenin tamamlanmasıyla Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi`nin, Türkiye ve dünyanın bildiği bir değer haline dönüşeceğini bildirdi.

"Şehir gelişimini de bu süreç etkileyecektir"

Aktaş, esnafın ve vatandaşların da desteğiyle 2022 yılında Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi`nin çehresinin değişeceğini dile getirdi. Bursa`nın otomotiv ve tekstil konusunda çok gelişmiş bir şehir olduğunun altını çizen Aktaş, şöyle devam etti: "Özellikle yerli otomobille beraber Bursa`da çok daha yeni açılımlar sağlıyoruz. Yerli otomobil, sadece Bursa`nın değil Türkiye`nin projesi. 2022`de üretime geçtiği zaman Bursa`nın dünyayla buluşmasına vesile olacak. Biz turizmle alakalı ikinci, üçüncü planda kalan konularımızı, kış turizminden sağlıklı yaşlanma turizmine, deniz turizminden kongre turizmine, fuar turizminden spor turizmine varana kadar birçok alanı da bu vesileyle elden geçirmiş oluruz. Ben inanıyorum ve ümit ediyorum ki, Bursa`nın şehir gelişimini de bu süreç ciddi etkileyecektir. Payitaht Bursa`da tarih ve yeşil gün yüzüne çıkıyor. Bunu yaparken sadece yaparak değil aynı zaman da yıkarak da Bursa`yı güzelleştiriyoruz." Aktaş, Bursa`nın çok farklı manevi değerleri de barındırdığını belirterek, tarihin yaşatılması adına adımlar attıklarını sözlerine ekledi. 

Yeni Bursa’daki, 6 Kasım 2016 tarihli Köşe yazım okumak için lütfen alttaki yazı başlığını tıklayınız:

“Tophaneden Bakarken Geleceği Planlamak”