Kendisini dev aynasında gören insanoğlu, bir virüs karşısında aslında bir cüce olduğunu herhalde bugün artık fark etmiştir

Nerede, atom, nötron bombalarınız! Kıtalar arası nükleer başlıklı füzeleriniz. Her türlü silah ve bombayla yüklü jetleriniz!

Binlerce insanı öldüren, yuvalarını yıkan tanklarınız, toplarınız, silahlarınız ve ordularınız nerede!

Bu silahlar için ne kadar para harcadınız!

Acaba bu paraları insanlığın güveni, sağlığı ve huzuru için harcasaydınız, bugün bu paniği, tedirginliği ve korkuyu yaşar mıydık?

Bana göre ilk başta küresel güçteki bazı kuruluşların kalleşçe bir saldırısıydı bu corona meselesi!

Ancak şuan, bunu yapanlarında büyük bir korku ve panik yaşadıklarından eminim!

Çünkü planlarının çok üstünde bir durum oluştu yeryüzünde ve onlarda şimdi bütün insanlık alemi gibi şaşkın ve korkuyla kıvranmaktadırlar!

Gelişen olaylar, onların planlarını ve onları da aştı!

Hatta belki de bu virüsü ürettikleri laboratuvarlarda, aşılarını da üretmişlerdir! Fakat suçlarının meydana çıkacağı korkusuyla, bunları piyasaya sunmaktan şuan için çekinmektedirler! 

Aniden çıkıp ve çok kısa sürede yeryüzünün her yanına yayılan ve hastalıklarla, ölümlerle, çok hızlı bulaşıcılığıyla bütün dünyada, eşine rastlanılmamış büyük bir korku ve paniğe sebep olan Covit Virüsü, bana göre insanoğluna ilahi bir uyarıdır!

Özellikle iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmeler, insanlığa, olağanüstü bir yaşam imkanı sunmuştu. Dünyanın bir ucundan diğer diğer ucuyla anında iletişim kurulabilen insanoğlu için artık bir şehirden hatta bir ülkeden başka bir ülkeye gitmek bir adımlık mesafeye inmiştir.

Çoğu İnsan, böylesine imkanlar oluşunca, çevrelerinde birçok sıkıntı ve zorluk yaşayan başka insanları hatta yakınlarını görmezlikten gelerek, sırf zevkleri için başka ülkelere günü birlik veya bir gecelik eğlenmek ya da başkalarına hava atmak için seyahatlere çıkmaktaydılar.

Kendini dindar sayan bazı insanlarımız da aynı hataları yapmakta, birkaç ayda bir umreler, bir akşamlık iftar için Mekke’ye uçup, Kâbe’yi Şerife tepeden bakan lüks kule oteller de iftar açıp selfi, veya canlı yayın yapanlar, çevrelerinden, hatta yakınlarında bihaber değillerdi, onların sıkıntılarını biliyorlardı ama umursamıyorlardı!

Zamanımızda, insanoğlu öylesine bir ruh halinde ki, tek dertleri biriktirmek, para, mal mülk! Bir evi olan bir tane daha alayım veya daha lüksünü, daha büyüğünü almak derdinde. İki-üç kişiden oluşan ailelere, 250 metrekarelik konutlar bile dar gelmektedir! 100 bin liralık otomobile binen bunu beğenmeyip daha lüksünü almak peşinde!

Sıkıntılı, dertli birileri yanlarına yaklaştığında ise, onları dinlemek, dertlerine derman, sıkıntılarına çare bulmak yerine ya basit gerekçelerle onu hemen başlarından savıyor ya da ondan kaçarcasına uzaklaşıyorlar, hatta kovanlar bile olmaktadır!

Bir yerde okumuştum; “şuan, insanoğlunun en büyük korkusu keyfinin kaçmasıdır!”

Hep deriz ya, insanlık ölmüş!

Bu söz aslında mecaz değil, insanlık ruhsal yönden öleli çok oldu!

Sadece bedenler yani cesetlerimiz yaşamaktadır şuan yeryüzünde!

Ruhsuz insanlık, hemen yanıbaşında farkında olduğu veya olmadığı bin bir türlü tehlikeyle çevriliyken pek rahattı! Fakat bir anda coronayla karşılaşınca, firavunlaşıp, yer-gök benimdir diye haddi aşan dünya liderlerinden tutunda en sıradan insana kadar hepsi olağanüstü bir korku ve paniğe kapıldılar.

Evet, sözün özü, tüm insanlığa ilahi bir uyarıdır bu corona korkusu!

Aklınızı başınıza toplayınız! Bütün dinlerin ve ahlaki öğütlerin özünde sevgi ve iyilik emredilmektedir.

Sevin ve iyilik edin!

Her şeyden önce, kendimizi, kainatın bir uzvu gibi görmemiz gerekir!

Kainattaki her sıkıntı ve sorunun bizi de rahatsız edebileceği bilinciyle, gezegenimizdeki her şeye saygı ve sevgi duyarak:

Sadece sözlerle değil, ellerimizle, elimizdeki imkanlarla, öncelikle en yakınlarımızdan başlayarak çevremize ve imkanlarımız ölçüsünde bütün aleme sevgiyle iyilik yapmak olmalıdır yaşam amacımız.