Bütün evren, Kâinatın kalp atışlarından oluşan, muhteşem ilahi bir senfoni eşliğinde ve mucizevi bir ahenkle, büyüleyici bir dans halindedir. Galaksiler, gezegenler, yıldızlar gibi yeryüzündeki insanlar, çiçeği-böceği, uçan kuşu-yüzen balığı ve görünen-görülemeyen diğer varlıklarıyla dünyada bu görkemli kozmik dansla, dönmekte ve dönüşmektedir her an, bir halden diğer bir hale!

Kozmik dansa ayak uydurabilen, pek az insan vardır yerin yüzünde! Dünyanın en mutlu insanları da, işte bu seçkin şahsiyelerdir. Onlar tam bir farkındalık halinde olarak, katı hallerinin yani bedenlerinin bir illüzyon olduğunu, aslında ruhsal bir varlık, bir başka deyişle enerji olduklarını keşfetmişler ve evrenle bir olmanın bilinciyle her an muhteşem kozmik dansın, haz ve mutluluğunu yaşamaktadırlar.. 

Sevgi veya aşk denilen duygular, “merhamet ve şefkat” duygularından yoksunlarsa eğer, bu duygular, gerçekte zan’dırlar veya sahtedirler ve insan için çok da zarar verici olabilirler! 

Sevgi veya aşk, ancak merhamet ve şefkat duygusuyla kutsallaşır! Sevgiden ya da aşktan bahsederken, karşısındakine, merhamet ve şefkat hissetmiyorsa eğer bir insan, onun bu duyguları aslında heves, menfaat ve şehvet gibi arzularından kaynaklanmaktadır.

Bu beklentileri karşılanmadığında ya da artık bu arzuları tatmin olduğunda ise, sevgi veya aşk olduğunu zannettikleri duyguları anında sonlanır ve hatta sevgi veya aşk olarak adlandırdıkları bu duyguları, her an, sevgi ve aşkın tam zıtları olan öfke, kin ve nefret gibi duygulara da dönüşebilirler!

Doğru yolda dosdoğru olmak gerek.. inançlarınla, duygularınla, için dışın bir olmalı.. cesur olmalısın; maskeler takarak, içten hesap ve planlar yaparak sadece kendini kandırır ve oyalarsın.. Cesaret, bedeli neye mal olursa olsun, sonuçta özgürlüğü seçmektir! Özgürlüğün insana vereceği hazzı ve zevki yaşamak ise, insana İlahi bir ödüldür!

Aslında en iyisi, geçmişe ve geleceğe fazla takılmadan, içten bir teslimiyetle, insanın kendisini, teslimiyetin vermiş olduğu güvenle, muhteşem yaşam deryasında pozitif bir bakış açısıyla, her şeyin daha iyi ve daha güzel olacağına inanarak huzurla akışa bırakmasıdır!

Bir umutlusun-bir umutsuz, bir sağlıklısın-bir hasta, bir varsın-bir yoksun! İşte hayat böyle! Umudun, sağlığın ve varlığının kıymetini bil ama bunların sana verilmiş bir emanet olduğunu ve hiç ummadığın bir zamanda geri alınabilecekleri de hep aklında olsun! ve Özdemir Asaf’ın dediği gibi;

“Hayattayken, insanca yaşamayı unutmayın.

Bir bakmışsın saat üç,

Bir bakmışsın saat hiç!"

Gününüz, geceniz ve gönlünüz aydınlık olsun..