• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ihkav
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05558782155
  • https://twitter.com/ebibsa
  • https://www.youtube.com/user/ebibsa
Hava Durumu
EBR Medya & Ajans

ebr logo

Koloni Youtube
İkinci ticari uydu
Üyelik Girişi
Haberler
Site Haritası
Takvim

Türk Tarım Sektörünün 20 Yıl Önceki Durumu Ve Bugünü

23 Mayıs 2023 tarihinde Üniversite Ukrayna tarafından, Kiev’de düzenlenen Tarım Konferansına, kabul edilen makalemiz.

Tarım politikaları, tek başına tarımsal kalkınmayı sağlayamaz; tarım sektörünün gelişmesi için sağlık, eğitim, ulaşım, güvenlik, adalet ve sosyal güvenlik gibi temel hizmetlerin bir arada sağlanması gerekmektedir.

Türkiye, tarih boyunca önemli bir tarım ülkesi olmuştur ve dünya tarım arazilerinin sadece % 0,8'ine sahip olmasına rağmen küresel üretimin % 1,29'undan fazlasını üretmektedir.

Türk tarımı, geçirdiği 20 yıllık değişimin ardından dünyanın en büyük onuncu tarım ekonomisi konumuna gelmiştir ve yaklaşık 50 milyar dolarlık yıllık üretim kapasitesiyle, küresel tarım sektörünü etkileyebilecek güçtedir.

Son 20 yılda uygulanan başarılı ekonomi politikaları, Türkiye'de tarım sektörünün hızlı bir yükselişe geçmesini sağlamıştır. 20 yıl önceki durumu karşılaştırmak, bu ilerlemenin boyutunu anlamak için çok önemlidir.

Türk tarım sektörünün, 20 yıl önceki durumu hakkında:

  • Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, hayatlarından memnun değildi.
  • Sosyal güvenlikten yoksunlardı.
  • Sağlık ve eğitime erişim zordu.
  • Tarım sektöründe iş bulmak zor olduğundan, Ziraat Fakülteleri ve tarımla ilgili okullar tercih edilmiyorlardı.
  • Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerindeki geniş ovalar ıssız ve susuzdu.
  • Kırsal yaşam çok zordu, evler çoğunlukla çamur sıvalı yığma taştan veya kerpiçten yapılmıştı. Hiçbir evde akan su yoktu. Su ihtiyacı, köy çeşmelerinden, kuyulardan veya uzak doğal kaynaklardan karşılanıyordu.
  • Köy yolları ihmal edilmiş ve kötü durumdaydı.
  • Tarım sektörüne devlet desteği yetersizdi ve yetersiz olan desteklerde denetlenmediğinden, sektörle hiçbir alakası olmayan alanlara gidiyordu.
  • Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinden Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerine göç yaygındı.
  • Geniş tarım arazilerine sahip çiftçiler bile topraklarını düşük fiyatlarla satıyor veya terk ediyor ve şehirlerde düşük ücretli işlerde çalışıyorlardı.
  • Kırsal-kentsel göç, plansız kentleşmeye ve kentlerin çevresinde gecekonduların oluşmasına neden olmuştur. Çarpık kentleşmeden kaynaklanan sorunların faturası, günümüz insanına da yansımış ve sorunların çözümü için Türkiye'nin hemen her ilinde kentsel dönüşüm planları uygulanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Köylü milletin efendisidir” diyerek tarım sektörünün önemini vurgulamıştır. Ancak geçmişte etkili ve tutarlı tarım politikaları uygulanamadığı için, birkaç toprak ağası dışında köylüler ne yazık ki toplumun en alt tabakasını oluşturuyorlardı.

Ve bu kadar ağır şartlar altında ezilen tarım sektörü, 20 yıllık bir sürede atılım yaparak Atatürk'ün gösterdiği saygıyı görebilecek seviyeye geldi.

İçinde bulunduğumuz dönemde göçün yönü değişmiş, eskiden kırdan kente yoğun bir göç varken, artık kentten kıra ve köye doğru bir göç yoğunlaşması yaşanmaktadır. Bu değişim, uygulanan etkin tarım politikaları ve kırsal kesimde sağlık, eğitim, güvenlik, ulaşım, adalet ve sosyal güvenlik hizmetlerinin en üst düzeye çıkarılmasından kaynaklanmaktadır.

Kentlerde kentsel dönüşüm başlatılırken, imkanlar dahilinde ilçe ve köylerde vatandaşlar için konforlu evler inşa edildi. Genel Sağlık Sigortası ile de tüm vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanmıştır.

Eskiden ilçelerde Devlet Hastaneleri vardı ama çoğunda doktor ve diğer sağlık çalışanı sayısı çok azdı veya hiç yoktu. Günümüzde Türkiye'nin her ilinde ve ilçesinde tıbbi teçhizatla donatılmış yeni Devlet Hastanesi binaları inşa edilmiş, hekim ve sağlık çalışanı sayısı eskiye oranla yüzde yüze yakın artmıştır. Günümüzde kırsal kesimlerde sağlık hizmetlerine ulaşmak, büyük şehirlere göre daha kolaydır.

Buna paralel olarak eğitim ve diğer kamu hizmetlerinde de gelişmeler olmuştur. Tüm köy yolları asfaltlandı ve her eve su verildi. Tarımsal üretimde modernleşme, teknolojik ilerleme ve destekleme politikaları, tarım sektörünün gelişimini daha da ileriye taşımış ve teknolojinin tarımsal faaliyetlerde kullanılmasıyla birlikte tarımsal üretim artarken, kas gücüne olan ihtiyaç azaldı.

Biyolojik çeşitliliği, zengin iklimi ve coğrafi koşulları, tarıma dayalı sanayinin varlığı ve dünyada elli beş ürünün üretiminde ilk on içerisinde yer alması ile Türkiye, artık önemli tarım ülkeleri arasında yer almaktadır.

Dünyanın En Büyük Onuncu Tarım Ülkesi

85 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük onuncu tarım ülkesi olan Türkiye'nin tarımda kendine yeterliliği ve fiyat istikrarı, küresel ve bölgesel krizlerin kesişme noktasında hayati önem taşımaktadır.

Türk Tarım Sektörünün Bir Diğer Önemli Alanı Da Hayvancılıktır.

Son 18 yılda hayvan sayısı ve et üretiminde önemli bir ivme kazanan Türkiye, toplam hayvan sayısını 41 milyondan 72 milyona çıkardı. Et üretimi ise yüzde 185'in üzerinde artışla 420 bin tondan 1,2 milyon tona çıktı.

Toplam et üretiminde 18. sırada yer alan Türkiye, sağılan hayvan sayısındaki yıllar itibariyle artış nedeniyle toplam süt üretimini 22.96 milyon tona taşıyarak dünyanın en büyük 9. süt üreticisi ülkesi konumuna gelmiştir.

Türk tarımının son yıllardaki üretim gücü incelendiğinde, dünya gıda ekonomisinde önemli bir güce ulaştığı görülmektedir. Özellikle sebze, meyve, tahıl ve hayvansal üretimin üç kattan fazla arttığı anlaşılmaktadır.

Tarımsal üretim değeri, 2002-2020 döneminde yüzde 94 artarak 24,48 milyar dolardan 48,52 milyar dolara yükseldi. İhracat ise yüzde 432,6 artarak 4,57 milyar dolardan 24,34 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde Türkiye'nin nüfus artış hızı yüzde 28 olurken, tarımsal üretim, miktar bazında nüfusun üzerinde arttı.

Denizlerle çevrili bir ülke olarak Türkiye, su ürünleri üretiminde dünyanın önemli aktörleri arasında yer almaktadır. Türkiye'nin su ürünleri ekonomisi incelendiğinde 2002 yılında 843 milyon TL olan üretim değerinin 2020 yılında 13,7 milyar TL'ye ulaştığı görülmektedir. İhracat TL bazında 143 milyon TL'den 7,5 milyar TL'ye yükselmiştir. Toplam üretim değeri yüzde 1.525 artarken, ihracat yüzde 5 bin 144 arttı.

2002-2022 döneminde tarım sektörünü desteklemek amacıyla kamu tarafından devreye alınan 70 milyar dolarlık teşvik ve hibeler, aynı dönemde toplam 1 trilyon dolarlık ekonomik üretim değerinin oluşmasına katkı sağladı. Böylece 2002'de 24.48 milyar dolar olan tarımsal üretim, 2022'de 56 milyar doları aşarak yeni bir rekor kırdı. Aynı dönemde tarım ihracatı da üretimi teşvik edici bir görev üstlenerek 4,57 milyar dolardan 30 milyar dolara yükseldi.

Tarım politikalarının temel amacı, sübvansiyona bağlı olmayan, rekabetçi bir sektör yaratmak olmalıdır. Bunun için desteklerin hem çiftçi gelirini artırması hem de sektörün yapısını iyileştirmesi gerekiyor.

Konferanstan bir kare

Kaynaklar:

1 “Agriculture, Forestry and Fishing Value Added (Current US Dollar)- Turkey”.

2 Buradaki veri Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Ofisi’nden (Food and Agriculture Organization, FAO)) alınmıştır.

3 “Agriculture, Forestry and Fishing Value Added (Current US Dollar)- Turkey”, Dünya Bankası, https://data.worldbank.org/indicator/NV.AGR. TOTL.CD?locations=TR, (Erişim tarihi: 10 Nisan 2022); T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı.

4 IMF verileri üzerinden yazar tarafından hesaplanmıştır.

5 Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)

6 Fahri Yavuz Kriter Dergi

7 Küresel Trendler Çerçevesinde Türkiye Tarımının Gelişimi Ve Gelecek Vizyonu, DENİZ İSTİKBAL, SETA YayınlarıFormun Üstü


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479
Saat